- elinde bulundurmak
ыIыгъын
Турецко-адыгский словарь. - Майкоп, Адыгейское книжное издательство.. ТIэшъу Ясин (Mehmet Yasin Celikkıran). 1991.
Турецко-адыгский словарь. - Майкоп, Адыгейское книжное издательство.. ТIэшъу Ясин (Mehmet Yasin Celikkıran). 1991.
elinde tutmak — 1) kendi tekelinde bulundurmak, başkalarına kaptırmamak 2) bir malı satmayıp bekletmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
haiz olmak — elinde bulundurmak, uygun olmak, taşımak Haiz olduğu vasıflar bizim için uygundur … Çağatay Osmanlı Sözlük
saklamak — i 1) Elinde bulundurmak, tutmak Okul kitaplarımı saklıyorum. 2) i, de Kaybolmaması, görünmemesi için gizli bir yere koymak Paralarını kasada saklıyor. 3) Görünmesine engel olmak, ortalıkta bulundurmamak 4) i, de Bozulmadan doğal durumları ile… … Çağatay Osmanlı Sözlük
şenaat — is., ti, esk., Ar. şenāˁat İğrençlik, kötülük, alçaklık Bir müsteşarı elinde bulundurmak için her türlü şenaate katlanabileceğine inanmıyordu. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
hükûmet etmek — bir ülkenin yönetimini elinde bulundurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
iyesi olmak — bir şeyi elinde bulundurmak, yasaya uygun olarak dilediğince kullanabilmek, sahip olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sahip olmak — mülkiyetinde olmak, elinde bulundurmak Her hâlde bu kız da evlenecek, çoluk çocuk sahibi olacaktı. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
tutmak — i, ar 1) Elde bulundurmak, ele almak Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu. Ö. Seyfettin 2) Ele geçirmek, yakalamak Evvela bu terbiyesiz köpeği tuttu, bağladı. Ö. Seyfettin 3) Avlamak Dalyan işletiyorum, tuttuğumuz balığı tekrar denize döküyoruz … Çağatay Osmanlı Sözlük